Mitoloji, yunanca mitos (mythos) yani
söylenen ve duyulan söz, öykü ve logos yani konuşma kelimelerinin bileşmesinden
oluşmuş olup, Eski Yunan'da “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi” gibi bir
anlam barındırmaktayken zamanla Batı dillerinde efsane anlamı kazanmıştır.
Çağdaş kullanımda, mitoloji ya belirli bir kültürdeki mitlerin bütününü
tanımlar ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması, toplanması, yeniden
oluşturulması ve benzeri çalışmaları içeren bilgi, bilim dalını tanımlar.
Mitoloji Türkçe’de söylenbilim veya söylencebilim olarak da
adlandırılmıştır.
Mitolojik öyküler, ilkel insan
topluluklarının evreni, yeryüzünü ve tabiat olaylarını kişileştirerek yorumlama
ve henüz sırrını çözemedikleri yaşamla ilgili her türlü oluşumu anlamlı bir
biçimde açıklama gereksiniminden doğmuş öykülerdir. Eski çağ insanlarında doğa
güçlerinin fizik ve etik etkilerini yansıtan mitoslar, dinlerin de
başlangıcıdırlar. İlkel insanın metafizik ve psikolojik davranış ile yer yer
tarihsel ve sosyolojik unsurları da içerirler. Örneğin; Homeros'un ünlü İlyada
ve Odysseia adlı iki eserinin çıkış noktasını Akhalar ve Troyalılar arasındaki
ünlü savaş oluşturur. İlyada'da savaşın son günleri, Odysseia'da ise savaşın
sona ermesinden sonra evine dönmeye çalışan Odysseus’un hikayesini anlatır.
Mitoslar taşıdıkları sezgi gücü, insanın
doğasında var olan zaaf ve tutkuları ortaya koymasıyla çağlar üstü bir
kesinliğe, çok yönlü bir kullanışa imkan verir. Bunun sonucu olarak mitoslar,
günümüze değin sanatın yararlandığı bir ilham ve kültür kaynağı olmuştur.
Sözlü ya da yazılı edebiyat ve sanat kollarının hepsinde konu edilen ve işlendikçe değişen mitoslar ne kadar ozan, yazar ya da sanatçı varsa o kadar biçim almıştır.
Sözlü ya da yazılı edebiyat ve sanat kollarının hepsinde konu edilen ve işlendikçe değişen mitoslar ne kadar ozan, yazar ya da sanatçı varsa o kadar biçim almıştır.
![]() |
Demeter |
Çok sayıda kent devletine ayrılmış olan Antik
Yunanistan'ın her bölgesi kendi yerli mitosunu yaratmıştır. Helenistik dönemde (MÖ
300 – MS 200) çoğalan ve karmaşık bir hale gelen efsaneleri toplama ve derleme
işine girişilmiştir. Bu dönem İskenderiye ve Bergama kitaplıklarının kurulup,
çalışmaya açıldığı ve elyazmalarının çoğaldığı eleştirel bir dönemdir. Efsane
oluşturma Roma döneminde de devam etmiştir. Roma, Yunan mitolojisinden
etkilenerek kendi din ve mitolojisini kurmuştur. Batı bugünkü kültür
uygarlığını bu kaynaklar üzerine kurmuştur.
Üstünde yaşadığımız Anadolu toprağı, içinde
bulunduğu coğrafya ile birlikte bir kültür beşiği, bir uygarlık potasıdır. Bu
toprakları iyi anlamak için bu toprakların ürünü olan söylenceleri okumak
gerekir. Bu söylenceler, bugüne dair birçok sırada ışık tutuyor. Bunlarla
ilgili sizlere aşağıda vereceğim kitapları okumanızı öneriyorum. Bu kitaplarda
insanlık tarihinin ve kültürünün izleri de gizlidir. Bu kitapları okurken
elinizin altında, Remzi Kitabevi tarafından yayınlanan Azra Erhat’ın “Mitoloji
Sözlüğü”nü bulundurmanızı öneriyorum.
Bütün
yönleriyle insanlık dramını yansıtan ve bugün yaşadığımız çağada ışık tutan, Aiskhylos’un ünlü eseri “Zincire Vurulmuş
Prometheus” Azra Erhat ve Sabahattin Eyuboğlu tarafından dilimize çevrilmiş ve
Nisan 2000’de Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
Batıda
yüzlerce yıldır 'Yunan Mitolojisi' adıyla anlatılan efsaneler Anadolu'da
yaratılan kültür ürünleridir. Derman Bayladı’ın, Say yayınlarından çıkan
“Efsaneler Dünyasında Anadolu” adlı
kitabı, Anadolu topraklarında yaratılmış efsaneleri akıcı bir dille aktararak,
kendi kökenini, kültürünü öğrenmek, özümsemek isteyenlere önemli bir kaynak
eser sunuyor.
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan, Bilgin
Adalı’nın “Gılgamış Destanı” ve Arkadaş Yayınları tarafından yayınlanan, Danny
P. Jackson’nun “Gılgamış Destanı”, tarihin en eski yazılı destanının adı
olup, yaklaşık 3400 yıl önce, 12 kil tablete Akad çivi yazısı ile
kaydedilmiştir. Uruk kralı Gılgamış'ın ölümsüzlüğü arayışının öyküsünün
anlatıldığı destan aynı zamanda Nuh Tufanı'nın da en eski versiyonudur. Gılgamış
Destanı birçok yayınevi tarafında yayınlanmıştır.
![]() |
Apoll |
İlk yasa
sistemini uygulayan, İlk vergi indirimini uygulayan, ilk atasözü, ilk aşk şarkısı,
ve deyimleri yazanlar hiç kuşkusuz, çiviyazısı
denen yazılarını kil tabletlere geçirerek yazılı tarihi başlatan Sümerlilerdir.
Kitabı Mukaddes'te geçen birçok kavramın kökenlerinin de Sümerlerde olduğunu
görmek kafalarda soru işaretleri uyandırıyor. Önde gelen Sümerologlardan S. N.
Kramer, Sümerlerin insanlık tarihine katkıda bulundukları 39 alanı, yıllar
süren araştırmalar ve binlerce tabletin okunması sonucunda ortaya çakın
sonuçları “Tarih Sümer’de Başlar” adlı kitapta topladı. Eğitimden aileye,
tarımdan adalete, ahlaktan felsefeye, edebiyattan politikaya birçok ilklerin
toplandığı kitap, Türk Tarih Kurumu ve Kabalcı Yayınları tarafından yayınlandı.
Bu kitapların
dışında; Türk Tarih Kurumu tarafından basılan, Hesiodos’un “Hesiodos Eseri ve
Kaynakları, Theogonia (tanrıların yaratılması), İşler ve Günler” adlı kitabını,
Can Yayınlarınca basılan, Homeros’un ünlü “İlyada” ve “Odysseia” adlı eserlerini.
İmge Kitabevi tarafından basılan, S.H.Hooke’ın “Ortadoğu Mitolojisi” adlı kitabını.
Arkeoloji ve Sanat Yayınlarınca basılan, Rosa Agizza’nın “Antik Yunan’da
Mitoloji, Masallar ve Söylence” adlı kitabını. Toplumsal Dönüşüm Yayınları
tarafından basılan İsmet Zeki Eyuboğlu’nun “Anadolu Mitolojisi” adlı kitabını
okumanızı öneriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder