18 Aralık 2011 Pazar

Mitoloji

İnsanlara iyilik edeyim derken. /Bir gün bir narthex’in kamışı içinde /Çaldım götürdüm insanlara ateşin tohumunu. /Bu tohum bütün sanatların anahtarı oldu. /Bütün yolları açtı insanlara. /Suçum bu işte benim tanrılara karşı, /Bu yüzden zincire vuruldum bu gök altında.                                                                                                               (Aiskhylos)

Mitoloji, yunanca mitos (mythos)   yani söylenen ve duyulan söz, öykü ve logos yani konuşma kelimelerinin bileşmesinden oluşmuş olup, Eski Yunan'da “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi” gibi bir anlam barındırmaktayken zamanla Batı dillerinde efsane anlamı kazanmıştır. Çağdaş kullanımda, mitoloji ya belirli bir kültürdeki mitlerin bütününü tanımlar ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması, toplanması, yeniden oluşturulması ve benzeri çalışmaları içeren bilgi, bilim dalını tanımlar. Mitoloji Türkçe’de söylenbilim veya söylencebilim olarak da adlandırılmıştır.

Mitolojik öyküler, ilkel insan topluluklarının evreni, yeryüzünü ve tabiat olaylarını kişileştirerek yorumlama ve henüz sırrını çözemedikleri yaşamla ilgili her türlü oluşumu anlamlı bir biçimde açıklama gereksiniminden doğmuş öykülerdir. Eski çağ insanlarında doğa güçlerinin fizik ve etik etkilerini yansıtan mitoslar, dinlerin de başlangıcıdırlar. İlkel insanın metafizik ve psikolojik davranış ile yer yer tarihsel ve sosyolojik unsurları da içerirler. Örneğin; Homeros'un ünlü İlyada ve Odysseia adlı iki eserinin çıkış noktasını Akhalar ve Troyalılar arasındaki ünlü savaş oluşturur. İlyada'da savaşın son günleri, Odysseia'da ise savaşın sona ermesinden sonra evine dönmeye çalışan Odysseus’un hikayesini anlatır.  

Mitoslar taşıdıkları sezgi gücü, insanın doğasında var olan zaaf ve tutkuları ortaya koymasıyla çağlar üstü bir kesinliğe, çok yönlü bir kullanışa imkan verir. Bunun sonucu olarak mitoslar, günümüze değin sanatın yararlandığı bir ilham ve kültür kaynağı olmuştur.
Sözlü ya da yazılı edebiyat ve sanat kollarının hepsinde konu edilen ve işlendikçe değişen mitoslar ne kadar ozan, yazar ya da sanatçı varsa o kadar biçim almıştır.

Demeter
Mitoloji denince akla ilk gelen Yunan-Roma mitolojisidir. Bu hatalı bir anlayıştır. Aslında bir Akdeniz çevresi efsaneler topluluğu vardır. Onun Yunan ve Roma'ya mal edilmesi, bu efsanelerin Yunan ve Romalı yazarlar tarafından yazılmasından kaynaklanır. Bu efsanelerin çıkış yeri Anadolu, Girit, Mısır ve Mezopotamya’dır.

Çok sayıda kent devletine ayrılmış olan Antik Yunanistan'ın her bölgesi kendi yerli mitosunu yaratmıştır. Helenistik dönemde (MÖ 300 – MS 200) çoğalan ve karmaşık bir hale gelen efsaneleri toplama ve derleme işine girişilmiştir. Bu dönem İskenderiye ve Bergama kitaplıklarının kurulup, çalışmaya açıldığı ve elyazmalarının çoğaldığı eleştirel bir dönemdir. Efsane oluşturma Roma döneminde de devam etmiştir. Roma, Yunan mitolojisinden etkilenerek kendi din ve mitolojisini kurmuştur. Batı bugünkü kültür uygarlığını bu kaynaklar üzerine kurmuştur.

Üstünde yaşadığımız Anadolu toprağı, içinde bulunduğu coğrafya ile birlikte bir kültür beşiği, bir uygarlık potasıdır. Bu toprakları iyi anlamak için bu toprakların ürünü olan söylenceleri okumak gerekir. Bu söylenceler, bugüne dair birçok sırada ışık tutuyor. Bunlarla ilgili sizlere aşağıda vereceğim kitapları okumanızı öneriyorum. Bu kitaplarda insanlık tarihinin ve kültürünün izleri de gizlidir. Bu kitapları okurken elinizin altında, Remzi Kitabevi tarafından yayınlanan Azra Erhat’ın “Mitoloji Sözlüğü”nü bulundurmanızı öneriyorum.   

Bütün yönleriyle insanlık dramını yansıtan ve bugün yaşadığımız çağada ışık tutan, Aiskhylos’un ünlü eseri “Zincire Vurulmuş Prometheus” Azra Erhat ve Sabahattin Eyuboğlu tarafından dilimize çevrilmiş ve Nisan 2000’de Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanmıştır.

Batıda yüzlerce yıldır 'Yunan Mitolojisi' adıyla anlatılan efsaneler Anadolu'da yaratılan kültür ürünleridir. Derman Bayladı’ın, Say yayınlarından çıkan “Efsaneler Dünyasında Anadolu”  adlı kitabı, Anadolu topraklarında yaratılmış efsaneleri akıcı bir dille aktararak, kendi kökenini, kültürünü öğrenmek, özümsemek isteyenlere önemli bir kaynak eser sunuyor.

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan, Bilgin Adalı’nın “Gılgamış Destanı” ve Arkadaş Yayınları tarafından yayınlanan, Danny P. Jackson’nun “Gılgamış Destanı”, tarihin en eski yazılı destanının adı olup, yaklaşık 3400 yıl önce, 12 kil tablete Akad çivi yazısı ile kaydedilmiştir. Uruk kralı Gılgamış'ın ölümsüzlüğü arayışının öyküsünün anlatıldığı destan aynı zamanda Nuh Tufanı'nın da en eski versiyonudur.  Gılgamış Destanı birçok yayınevi tarafında yayınlanmıştır.

Apoll
Evrensel Basın Yayın tarafından basılan, Andre Bonnard’ın “İnsan ve Tragedya” adlı eseri, İlkçağlarda insanoğlunun; kendisini çevreleyen ve bir anlam veremediği bu derin, karanlık gökyüzünde, ışık kaosundaki evrende, kendisine bir yol, bir kimlik arayışının anlatıyor ve Yaşar Atan’nın, kitabı “Akdenizli Tanrıları”, mitolojinin bizlere öğrettiklerini  konu ediniyor.

İlk yasa sistemini uygulayan, İlk vergi indirimini uygulayan, ilk atasözü, ilk aşk şarkısı, ve deyimleri yazanlar hiç kuşkusuz,  çiviyazısı denen yazılarını kil tabletlere geçirerek yazılı tarihi başlatan Sümerlilerdir. Kitabı Mukaddes'te geçen birçok kavramın kökenlerinin de Sümerlerde olduğunu görmek kafalarda soru işaretleri uyandırıyor. Önde gelen Sümerologlardan S. N. Kramer, Sümerlerin insanlık tarihine katkıda bulundukları 39 alanı, yıllar süren araştırmalar ve binlerce tabletin okunması sonucunda ortaya çakın sonuçları “Tarih Sümer’de Başlar” adlı kitapta topladı. Eğitimden aileye, tarımdan adalete, ahlaktan felsefeye, edebiyattan politikaya birçok ilklerin toplandığı kitap, Türk Tarih Kurumu ve Kabalcı Yayınları tarafından yayınlandı.

Bu kitapların dışında; Türk Tarih Kurumu tarafından basılan, Hesiodos’un “Hesiodos Eseri ve Kaynakları, Theogonia (tanrıların yaratılması), İşler ve Günler” adlı kitabını, Can Yayınlarınca basılan, Homeros’un ünlü “İlyada” ve “Odysseia” adlı eserlerini. İmge Kitabevi tarafından basılan, S.H.Hooke’ın “Ortadoğu Mitolojisi” adlı kitabını. Arkeoloji ve Sanat Yayınlarınca basılan, Rosa Agizza’nın “Antik Yunan’da Mitoloji, Masallar ve Söylence” adlı kitabını. Toplumsal Dönüşüm Yayınları tarafından basılan İsmet Zeki Eyuboğlu’nun “Anadolu Mitolojisi” adlı kitabını okumanızı öneriyorum.



Hiç yorum yok: