Gılgameş ve Enkidu (Louvre Müzesi Paris) |
Gılgameş Destanı, tarihin en eski
yazılı destanı
olup, Akkad ve Sümer mitolojilerinde
geçer ve Akkad (MÖ 3200 - 2100) dilinde
yazılmış 12 kil tabletten
oluşur. Assur
kralı Assurbanipal'in (MÖ 669-629) inşa ettirdiği Ninova (Musul şehrinin hemen
yanında bulunmaktadır) kitaplığında bulunmuştur.
1839 yılında Austen Henry Layarda adında genç bir
İngiliz, Assur kenti Ninova kalıntılarında, Assur heykelleri ve binlerce kırık
kil tablet buldu ve bunları alarak Londra'ya döndü.
Layard'ın
buluşunun değeri, sayısı 25.000'i bulan tabletlerinin üzerindeki çivi yazısının
çözülmesiyle anlaşıldı. Bu güç işi başaran Henry Rawlinson oldu. Kendisi Doğu
Hindistan Şirketi'nde çalışan bir İngiliz subayı idi. İran'da Kirmanşah
yakınlarındaki Bisütun kayasındaki yazıtı bulmuştu. Daryus Kaydı diye bilinen
bu yazıt Zent (eski İran), Elam ve Babil dillerinde çivi yazısıyla yazılmıştı.
Rawlinson çalışmalarını sürdürdü ve 1855'de "Batı Asya'da Çivi Yazısı Yazıtlar"
adlı eseri yayınladı. 1866'da George Smith de onunla birlikte çalışmaya başladı.
Bu
sırada Layard'ın arkadaşı Rassam, Ninova'da kazılara devam etmiş, ve 1853'de
kütüphanenin yeni bir bölümünü bulmuştu. Asurlular'ın başka metinlerden kopya
ettikleri Gılgameş Destanı bunların arasında idi.
1872'de
Smith, Arkeoloji Derneği’nde yaptığı bir konuşmada "British Museum'daki
Asur tabletlerinden birinde Tufan’ın anlatıldığını farkettim," dedi.
Arkasından "Tufan Öyküsü" adlı eserini yayınladı. Kitap büyük ilgi gördü
ve yardım topladı. Kazılara dönen Smith Tufan ile ilgili eksik bölümleri buldu.
36 yaşında ölmeden önce de, Destan'ın tercümesinin ana hatlarını tespit etmeyi
başardı. Smith Asurca "Tufan"ı yayınlarken bunun, günümüzde Warka
diye bilinen, Uruk şehrinde, daha eskiden yazılmış bir metnin kopyası
olduğunu" da belirtmişti. Aynı yıllarda Uruk'ta kazı yapan W.K. Loftus, MÖ
3000 yılına ait mozaik duvarlar ve kil tabletler buldu. Ancak bu buluntular
1920'li yıllara kadar fazla dikkat çekmedi. Yine o tarihlerde Almanlar Uruk'ta
kazı yaptılar ve yeni tabletler ortaya çıkardılar.
Öte yandan
1880'lerde Amerikalı John Punnet Peters, Güney Irak'ta Nippur'da 40.000'e yakın
kil tablet buldu. Philadelphia ve İstanbul müzeleri arasında bölüşülen bu
tabletler arasında Gılgameş Destanı’nın Sümer dilindeki en eski metni vardı.
Osmanlı İmparatorluğu 2. Abdülhamid zamanında biraz olsun uyanmış, ve hiç
değilse tabletlerin bir kısmını almıştı. Bu arada Ur kentinde yapılan kazılarda
da, başka tabletler de bulundu.
Bulunan
kil tabletlerin en az dört ülkeye dağılmış olması, onların okunmasını
güçleştirmiştir. Ancak en eski Gılgameş metninin büyük kısmı Türkiye'dedir.
Gılgameş
Destanı'nın MÖ 2000 yıllarında ulaştığı ün, Hitit İmparatorluğu'nun (MÖ
1750-1200) başkenti Boğazköy
(Çorum) arşivlerinden çıkan Akkad dilindeki çeviriden anlaşılmaktadır. Destan Hurri
diline ve Hitit diline de çevrilmiştir.
Bu
metinler Campbell Thompson tarafından çeviri ve açıklamaları ile birlikte
1928'de yayınlandı. Pensilvanyalı Profesör Samuel Kramer de Sümer metinleri
üzerinde çalışmalar yaparak onların MÖ 3000 yıllarından geldiğini ortaya koydu.
MÖ 1800 yıllarında Babil kralı Hamurabi zamanında
tekrar yazılan Gılgameş Destanı’nın üç tableti bulunamamıştır. Assurlular
döneminde kral II Sargon tarafından yaptırılan Horşâbad kentindeki sarayda
elinde aslan tutan Gılgamış’ın bir kabartması bulunmuştur.
İlk olarak
“The Epic of Gılgamish” adıyla yayınlanan bu destan; metinin Almanca’ya
1934’de, Fransızca’ya 1934’de çevrilmiştir. Destanın Türkçeleştirilmesi ise
Muzaffer Ramazanoğlu tarafından 1944’de yapılmış ve Sümerolog Muazzez İlmiye
Çığ’ın çalışmaları sonucunda tamamlanmıştır.
Destana konu olan kral Gılgameş MÖ
3000 yıllarının ilk yarısında Mezopotamya’daki
Uruk kentinde hüküm sürmüştür. Gılgameş Destanı, ölümsüzlüğün ve bilginin
peşindeki insanı yücelterek anlatmıştır.
Destan, tarihte bilinen en eski
medeniyetlerden olan Sümerlerin (MÖ 3200 - 2000) yaşayışları hakkında bilgi verir. Gılgameş
Destanı'nın en önemli özelliklerinden biri de, anlattığı "Tufan" öyküsünün, üç
dinin kutsal kitaplarında yer almasıdır.
Gılgameş, Uruk kentinin kralıdır. Tanrı Anu,
halkın şikayeti üzerine, Enkidu adında bir vahşi yaratıkla Gılgameş'i cezalandırmak
ister. Ama Gılgameş, Enkidu'yla dost olur. Gılgameş ve Enkidu, tanrı Enlil'in
kutsal Sedir Ormanı'na korucu yaptığı korkunç dev Humbaba'yı öldürür. Tanrıça
İştar, kahraman olan Gılgameş'le evlenmek ister. Reddedilince kızar. Tanrı
Anu'nun yarattığı kutsal boğasını öldürmesi için Gılgameş'in üstüne salar. Ama
Enkidu, boğayı da öldürür. Enkidu'nun bir özelliği de geleceği bilen rüyalar
görmesidir. Humbaba'nın ve boğanın öldürülmesine kızan tanrılar, Gılgamış ve
Enkidu'ya ölüm cezası verir. Enkidu hastalanıp ölür ve yeraltına göçer. Gılgameş
dostunun ölümüne çok üzülür. Ayrıca kendisinin öleceğinden korktuğu için
ölümsüzlüğün sırrını bulmak ister. Bunun için de, Tufan’dan kurtularak ölümsüzleşen
Utanapiştim'i (Yaşamıbuldu, Sümer şehir devleti Şuruppak'ın kralı), bulmak için binbir
maceradan sonra yaşadığı Mutlular Adası'na gider ve ondan akıl alır.
Utanapiştim, Gılgameş'a, tanrıça Ea'nın Tufan olacağını haber verdiğini bunun
üzerine bir gemi yapıp ailesini ve hayvanları aldığını, 7 gün 7 gece tufan
olduğunu, sonra tanrıça İştar'ın ricası ile tanrı Enlil'in Tufanı durdurduğunu,
geminin Nisir dağına oturduğunu, durumu anlamak için güvercin gönderdiğini,
sonunda kendisine ölümsüzlük verildiğini anlatır. Utanapiştim, Gılgameş'a
ölümsüzlük bitkisini denizin dibinde olduğunu söyler. Gılgameş, ölümsüzlük
bitkisini denizin dibinde bulur. Ama bir yılana kaptırınca çok üzülür. Ülkesine
geri döner. Enkidu'nun ruhu yeraltı tanrısı Nergal'in izniyle geçici olarak
yeryüzüne döner. Yeraltındaki ölüler dünyasının kötü koşullarını anlatır.
Gılgameş, destanın sonunda gerçek ölümsüzlüğün adının gelecek kuşaklar
tarafından anılması olduğunu ve bunun bilgelikle olacağını anlamıştır.
KAYNAKÇA
Kramer, S.N. Tarih Sümer’de Başlar, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1995.
Braem, Harald. Uruk Aslanı Gılgameş, Yurt Yayınları,
Ankara 2000.
Karauğuz, Güngör. Hitit Mitolojisi, Çizgi Kitabevi, Konya
2001.
Bottero, Jean. Gılgameş Destanı, Ölmek İstemeyen Büyük
İnsan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2008.
Jackson, D.P., Gılgameş Destanı,
Arkadaş Yayınları, Ankara 2005.