KADINLARI ANLAMAK
Bu soruya nasıl cevap vereceğimi
bilmiyorum. Acaba hangi açıdan bakmak gerekir bu soruya. Hangi cevap doğru
cevap olur. Ya da tek bir doğru cevap var mı? Sevgi ve saygı ister demek
geliyor içimden. Ama bir yanımda ne istediklerini onlarda bilmiyor diyor.
Kadınlar gerçekten karmaşık çözülmesi zor insanlar mı? Yoksa erkeler mi çok
anlayışsız. Evet erkek eğmen feodal bir
toplum yapısının hüküm sürdüğü Türkiye’de kadın olmak çok zor hele bir de o
toplumun çağdışı kalmış töreleri varsa. Diğer yandan bu erkeklerin
yetiştirilmesinde kadınların daha çok payı yok mu diye bir soru takılıyor
aklıma. Öyle ya analarımız değimlidir bizi yetiştiren. Ama beni de Annam
yetiştirdi, benim niye töreci feodal yanlarım yok. Almış olduğum eğitimin,
farklı olmamda bir katkısı olmuş olabilir mi? Yaşadığım çevrenin ailenin bunda
bir katkısı olabilir mi? Yazdıklarımın okuduklarımın bunda nasıl bir katkısı
oldu. Eğitimli insanlar arasında eşlerini döven erkeklerin sayısı da fazla.
Bunun nedeni çocuk yaştan itibaren beyinlere kazılan değerler mi ? Eğitim
cehaleti alsa da eşeklik bu yüzden mi baki kalıyor. Sorular sorular, cevaplar,
nedenler, niçinler söylenecek çok şey var galiba bu konuda. Şimdilik bu kadar
bu konuda. Son olarak bu konu da sevdiğim bir öyküyü sizlerle paylaşma
istiyorum.
-Hayatini bağışlarım ama bir şartım var: Kadınlar hayatta en
çok ne ister,
budur bilmek istediğim. Bu sorunun yanıtını getir;
kurtar kelleni der.
General sorar soruşturur, bu çetin sorunun
yanıtını arar ve Kafdağı’ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir.
Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı arar bulur ve sorar
- Kadınlar hayatta en çok ne ister?’
Korkunç cadının, yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki
yenilir yutulur değil.
-Evlen benimle, o zaman öğrenirsin istediğini.’
Bu ölümcül teklifi, kabul eder General ve doğru
yanıtı alır almaz koşar Harun Reşid’e:
-’Kadınlar, en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek
ister.’
Harun Reşit bizimkinin hayatini bağışlar ya;
cadıyla evlenmek için de söz verilmiştir. Evlenirler. O ilk
gece;
general bir bakar ki
o korkunç cadı, dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş, karanlık
odada.
Konuşur cadı:
‘-Benim kaderim böyle; günün sadece yarısı güzel olabilirim,
diğer yarısı ise çirkinim. Ne dersin geceleri
seninleyken mi,
yoksa gündüzleri dışarıdayken mi güzel olayım?
General düşünür ve
‘-Sen bilirsin, kararını kendin ver’ der; iste o andan
itibaren
korkunç cadı sonsuza dek çok güzel bir kadın olarak kalır.’
Peki bu öyküden çıkarılacak üç ders nedir?
1. Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek
ister.
2. Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın, her zaman güzeldir.
3. İster güzel olsun ister çirkin, her kadın aslında bir cadıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder